İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ORTAK BİLDİRİSİ

 Ülke genelinde “İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü “nün oluşturulması yolunda yeni bir sürece girmiş bulunmaktayız. “Sağlık ve Güvenlik Kültürü” henüz oluşmamış, gelişmekte olan bir toplumun, birdenbire yeni bir kültüre hemen adapte olması ve tamamen olumlu tepki vermesi beklenemez.

Sürecin hızlanması ile istenen ve beklenen sonucun alınmasında en büyük etki; tüm paydaşların eş zamanlı hareket ederek, iş birliği yapması ile mümkün olacaktır.

Genel olarak, sağlıklı ve güvenli iş ve yaşam ortamlarının tesis edilmesi kapsamında devlet tarafı:

T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM); işveren tarafı: işveren sendikaları ve üst kuruluşları, esnaf ve sanatkâr odaları, sanayi-ticaret odaları ve bunların üst birlikleri; çalışanlar tarafı: çalışan sendikaları ve bunların üst birlikleri; iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri tarafı ise:iş sağlığı ve güvenliği dernekleri, federasyonları, vakıf ve sendikalarıdır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri, bütün faaliyetlerinde tüm taraflarla iş birliği yapmak durumundadır. Devletin ilgili kurumu (İSGGM) ise tabi olduğu mevzuat hükümlerine göre ulusal ve uluslararası tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliği ve koordinasyonu sağlamak ile yükümlüdür.

Mevzuatın, işyerlerine (işveren-çalışan) rehberlik etmesi için görevlendirdiği iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerini temsil eden sivil toplum kuruluşları ile yasal çerçevede iş sağlığı ve güvenliğinde yürütmeyi sağlayan kamu otoritesinin (İSGGM) iş birliği, bu bağlamda en üst seviyede önem arz etmektedir. Ancak tüm çabalara rağmen, bahsedilen bu iş birliği, bugüne kadar olması gerektiği düzeyde gerçekleşememiştir. En son 1 Kasım 2018 tarihinde Ankara’da (İSGÜM’de), İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün sektörün tüm sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelme çabaları da sadece fotoğraf vermekten ibaret kalmış ne sonuç raporu oluşmuş ne de buluşma, tarafların memnuniyeti ile sonuçlanmıştır.

Neredeyse diğer tüm etkinliklerde de olduğu gibi; 2-4 Mayıs 2019 tarihlerinde Antalya’da düzenlenecek “33. İSG Haftası” etkinliğinin, sektörde yer alan yaklaşık 54 iş sağlığı ve güvenliği derneği ile 3 federasyon, 2 vakıf ve 1 sendikadan oluşan tüm İSG STK’larına, etkinlikten sadece bir hafta (yaklaşık) öncesinde sosyal medya üzerinden (tüm ülke ile birlikte) haber verilmesi, düzenlenen etkinlikte bu sivil toplum kuruluşlarına “sunum düzeyinde” yer verilmemesi, etkinlik içeriği ile ilgili görüş alınmaması vb. konulardan dolayı bu bildirinin düzenlenmesine “şiddetle” ihtiyaç duyulmuştur.

Yukarıda sayılan sivil toplum kuruluşları olarak bizler, herhangi bir davet gelmese de, alanın asli paydaşları olarak ve sorumluluğumuzun bilinci ile “ziyaretçi” sıfatıyla da olsa, zaten katılım göstermeye çalışarak etkinlik için Antalya’da olacaktık ve olacağız. Yukarıda sayılan gerekçelerle, bu etkinlik ve tüm etkinliklerle birlikte, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’ nce düzenlenecek tüm çalışmalarda PAYDAŞ olmayı arzu etmekte ve ihtiyaç olarak görmekteyiz.

Bugüne kadar gerçekleşen ve hiçbir şekilde kötü niyet içermediğine inandığımız bu minvaldeki ihmallerin, katkı sağlamak niyetimizle birlikte bu bildiride sıraladığımız tüm gerekçeler ışığında yeniden değerlendirilmesi ve tam iş birliği ile sonuçlanması tek dileğimizdir.

 

Saygılarımızla….                                                                                                                                                                                                     02 Mayıs 2019, Antalya

 

 

 

Yönetim Kurulu Başkanımız İbrahim OĞUR’ un,  05.322.567.342 Nolu Telefonu üzerinden WATSAPP yöntemiyle iletilmiş olan,  “ İş Sağlığı ve Güvenliği Sivil Toplum Kuruluşları Ortak Bildirisi” “İş Güvenliği Uzmanları Derneği”  (İGUD) Yönetim Kurulumuz tarafından gerçekleştirilmiş olan,  1.Mayıs 2019 Tarihli Toplantısında ele alınmış,  yapılan değerlendirme sonucunda;  YETMEZ ama EVET olarak desteklenmesine,  

Bununla beraber aşağıda yer alan görüş ve önerilerimiz Kamuoyu ile paylaşılmasın oy birliği ile karar verilmiştir.

1. Öncelikle; İşçi Bayramının kutlanmakta olduğu GÜN/ ve HAFTA itibariyle; Günde 3 kişi ile Hayatını kaybetmekte olan çalışan kesimin örgütlendiği Sivil Toplum Kuruluşları adına, Hiçbir SENDİKA VE ÜST KURULUŞU’ a böyle bir organizasyonda tebliğ sunucusu veya moderator olarak yer verilmemiş/almamış olmaları sorgulanmalıdır.
2. Diğer taraftan; Programda yer alan Tebliğler içerisinde, 2012 -2019 Tarihleri arasında “İş Sağlığı ve Güvenliği”  uygulamaları üzerinde yapılmış daraltma ve Kısıtlamalar ile bir nevi İĞDİŞ edilmiş mevzuata değinen tebliğlerin neden yer almadığı/verilmediği sorgulanmalıdır.

3. İSG Kültürünün yaratılmasına katkıda bulunacak ilmi sunumlar yanında, Toplumumuzun kültürel yapısı dikkate alınarak “ Kaybedilen/Kaybedilecek”  her bir İnsan için, TARAFLARIN nasıl bir vebal altında olduğuna ilişkin,   dini inançlara dayalı sunumların yararlı olacağı değerlendirilmelidir.

4. Yine; Programda, İş Sağlığı ve Güvenliği alanında, gerek OSGB ve gerekse İSG Uzmanı sıfatıyla konuşmacı yer almasına karşın, tebliğ sunan İSG Profesyonellerinin hiçbirinin sunumunda İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonellerinin sorunlarını ele alan bir tebliğe yer verilmemiş/almamıştır. Bu gibi Programlarda uygulamacıların sorunları göz ardı edilmemelidir.

5. Ayrıca; Genel bazda kesimler tarafından bilinen ve bu güne kadar, sunulmuş/sunulan tebliğler yerine;  İş Sağlığı ve Güvenliği alanında 33 olduğu belirtilen bir “ İSG HAFTASINA “ gelinceye kadar hala neden hala İSG Çalışmalarında yeterli  başarının sağlanamadığına ilişkin görüş ve düşünce ve eleştirilerimizi  aynı amaca hizmet eden insanlar olarak  seslendirmeli ve paylaşmalıdır.

“Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur.” ( Mâide sûresi 32 . âyet )

Saygılarımızla.